Labirent:Ölümcül Kaçış-James Dashner
Baktım hala okumakta zorlanıyorum en iyisi bir şeyler yazayım dedim.Anlayacağınız hayatım hala bir düzene oturabilmiş değil.Üniversite olayına hala alışamadım.Bazen geçen yılı düşündükçe üniversitede okuduğuma inanasım gelmiyor.Fantastik bir şeymiş gibi...Yani durumlar bizde böyle.Bütün hocalarım yabancı ve hazırlık okuyorum.İngilizceyi çok severim ve gayet iyiyim bu konuda.(o kadar yabancı diziyi boşuna seyretmedik :D ) Ancak derslerde her daim ingilizce konuşulunca ister istemez bir afallıyor insan daha şimdiden okul dışında ingilizce düşünmeye ve bazende azıcık konuşmaya başladım.Sınıfta iyi güzelde dışarıda tuhaf oluyor :D İleri ki yıllarda ne olacağını hayal edemiyorum çünkü bölümüm %100 ingilizce.Neyse ki seviyorum...
Asıl konumuza kitaplara dönersem eğer,Ölümcül Kaçış kitabının yorumunu yapacağım bugün.Aslında okuyalı aylar oldu ama filmini izleyip beraber yorum yapmak için beklemek istedim. (yalan,üşendim) Geçen hafta heyecanla sinemaya gittik ablamla ve izledik filmi.İtiraf gerekirse kitabı filminin fragmanını izledikten sonra almaya karar vermiştim.Ve içimden bir ses filmin kitaptan daha güzel olacağını söylüyordu.Herneyse kitabı okudum ve çok beğendim.Zaten distopyalara bayılıyorum böyle kaliteli distopyalar beni benden alıyor.Kitapta hep bir aksiyon hep bir merak söz konusu ve filmde de bunu güzel yansıtmışlar.Açıkçası karakterler kesinlikle müthiş uyumlu olmuş.Thomas olsun Teresa olsun hepsi harika uyum sağlamış.Newt ve Minho'yu kitapta da seviyordum ama filmde ayrı bir sevdim.Zaten Newt'i oynayan çocuğu Taht Oyunları'ndan tanıyordum burda da harika oynamış.Yan karakterlerde çok güzel yani onu söylemek istiyorum.Kitap ve film kafamda biraz iç içe geçti ama böyle harmanlamayı çok seviyorum.Taht Oyunları serisinde de aynı şey geçerli benim için.Diziyle kitabı pek ayırt edemiyorum çünkü kitabı okuduktan sonra dizinin o sezonunu izliyorum.Tabi öyle devasa farklılıklardan bahsetmiyorum burda.Niye şimdi Taht Oyunları'na kaydım bilmiyorum.Yazmayı özlemişim sanırım ya da içimi dökmem gerekiyordu..
Kısacası Ölümcül Kaçış'ın kitabı da filmi de çok güzel.Filmin biraz daha aksiyonlu olmasını bekliyordum ama kesinlikle kötü değildi.Labirenti çok güzel yansıtmışlar mesela özellikle o yaratıkları ayrıca kitapla aynı şekilde bitti ki bu bana hala ikinci kitabı okumadığımı hatırlattı.Yani filmi izledikten sonra koşa koşa ikinci kitabı almak isteyeceksiniz.Neyse ki kendimi tuttum Tüyap'tan alacağım.Film hala vizyonda kesinlikle kaçırmayın ve sinemada izleyin çünkü sinemada izlemenin tadı başka bir şeyde yok.Mesela bu hafta seçilmiş kişi ve kayıp kız vizyona giriyor.Sırf bu filmleri sinemada izlemek istediğim için koşa koşa gidip kitaplarını alacağım yarın ve okuyup öyle gideceğim.Çünkü filmi izledikten sonra kitabını okuyamıyorum ve ikinci olarakta o filmler sinemada izlenecek arkadaş! Gerçi bu benim düşüncem siz bana bakmayın :) Bu arada sahaflar festivaline gittim ama onu bile yazmamışım çok güzel kitaplar aldım süper fiyatlara,ayrıca yeni bir telefon aldım (lisede telefonum yoktu kullanmayı sevmiyorum) ve instagram hesabı açtım takip etmek isterseniz:hayalleriminpeşinde instagram ne alaka derseniz festivalden aldığım kitapların resmi var :)
Yorumdan başka her şeye benzeyen bir yazı oldu neyse siz siz olun Labirent serisini okuyun ve filmi de izleyin (sinemada!).
Kendinize çok iyi bakın ve mutlu olun çünkü buraya yazmak beni mutlu ediyor..Ayrıca haftasonu geldi keyfini çıkarın ve son olarak geçmiş kurban bayramınız mübarek olsun :):)..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder