22 Kasım 2013 Cuma

Kitap Canavarları'nın 4.Blog Turu/Ötekiler Arasında/Jo Walton :)

 
 
 
Ötekiler Arasında/Jo Walton
 
Kitabı az önce bitirdim.İnsanların hayallerini kurduğu şeyler gibiydi.Perileri görmek onlarla konuşmak ama elbette bu kitabı okuduktan sonra perilerle konuşmanın o kadar da kolay olmadığını öğreniyoruz.Kitap günlük tarzında yazılmış ve bir insanın günlüğüne yazabileceği gibi yazılmış.Biraz karmaşık oldu cümlem ama sanırım gerçekçi diyebilirim yani günlüğüne yazış tarzı:)
Kitabın kapağı ve ismi bir kitaba bu kadar uyabilir bence.Kapaktaki ormana baktığım anda aklıma hemen periler geliyor artık hatta orası Matemyolu bile olabilir.(Kitapta geçen bir yer)
İsmi de 'Ötekiler Arasında' çok manidar bence.Diğer insanlar ve Mori...(başkarakter).Başlangıçta uyum sağlamakta ne kadar zorlandığını,kitaplara sığındığını okuyoruz hep.Aslında kitaplara sığınma demem ne kadar doğru bilemiyorum Mori sanki kitaplarla yaşıyor.Onları tartışıyor hatta mektuplarının yarısını onlardan bahsederek yazıyor.
Mori gibi bir arkadaşım olsun isterdim.Bir insanla kitaplar hakkında konuşmaktan daha müthiş bir şey yok.O insanı tanımasanızda olur.Mori kitap kulübüne ilk katıldığında oradaki kimseyi tanımıyordu.Ama sonra hayatını değiştirdiler.Böyle küçük şeyler insanın hayatına değer katıyor.Sizi diğer insanlardan farklı kılıyor.Şu amaçsız kalabalığın içinde bir nebze nefes almak istiyorsanız kitap okuyun.!Hatta önce bu kitapla başlayabilirsiniz.
Yazarın yazmadaki başarısını kitabı bitirdikten sonra anlıyorsunuz.Doğru düzgün hiçbir aksiyon yokken kitabı sıkılmadan keyifle okuyorsunuz.İşte bu bir başarıdır.Çok konuştum ama kitabın bana hissettirdiklerini başka türlü anlatamazdım.Ayrıca bu kitabı okuyarak çok şey kazandığımı düşünüyorum.En azından artık bir sürü kitapla ilgili bilgim var.Ve kesinlikle en kısa zamanda Le Guin okumam lazım!!
 
 
 Bu kitap için İthaki yayınlarına sonsuz teşekkür..
 
 
 Bizden haberdar olmak için face sayfamız:
 
 
Herkese bol kitaplı günler... :)


18 Kasım 2013 Pazartesi

Kitap Canavarları'nın 4.Blog Turu/Ötekiler Arasında/Jo Walton :)




Herkese merhaba:) Kitap Canavarları'nın 4.Blog Turu'na hoşgeldiniz..Bugün güzel kitabımızın çevirmenini tanıyacağız neden diye sorarsanız o da bir yazar olduğu için cevabını verirdim:) Hemde fantastik kitaplar yazıyor ve çeviriyor.Karşınızda Mehmet İhsan Tatari..
 
Ayrıca çevirmenimiz Kayıp Rıhtım sitesi için yazılarda yazıyor.(Aşağıdaki yazı Kayıp Rıhtımdan alıntıdır.)
Son birkaç yıl boyunca kendi çapında kısa yazılar ve hikâyeler yazdı. Bir gün, “Neden yazdıklarımı internette yayınlayıp insanlarla paylaşmıyorum ki?” diyerek kendine soru yönelten yazar, Yorgun Savaşçı’nın Günlüğü adlı blog sayfasını oluşturmuş oldu.
Kısa bir dönem, ayda bir yayınlanan İstanbul Pazarolla Bahçeşehir dergisinde, blog sayfasıyla aynı ismi taşıyan köşenin yazarlığını yaptı. İnternette aylık olarak yayınlanan Blog Dergisi isimli e-yayında da bir buçuk yıla yakın bir süre incelemeleri yayınlandı. Dört yılı aşkın bir süredir çevirileri, makaleleri, incelemeleri ve kısa hikayeleriyle Kayıp Rıhtım sitesinde faaliyet göstermekte.
2010 yılında hem Kayıp Rıhtım ekibinin özverili çalışmaları, hem de sevgili Aşkın Güngör ve Vildan Ceyhan’ın manevi desteğiyle Yemin ve Öç isimli ilk kitabını yayınladı.
2011 yılında Aşkın Güngör’ün önerisiyle hikayelerini toparlayıp “Yitik Öyküler Kitabı” adıyla Bu Yayınevi’nden çıkan derlemesi okurlarla buluştu.
On yılı aşkın zamandır internet ve bilgisayar oyunlarıyla haşır neşir olan yazar, yazı yazmanın yanı sıra fantastik eserler okumaktan, PC’de oyun oynamaktan ve satrançtan hoşlanmaktadır.
 
 
 
 
YEMİN VE ÖÇ/M. İHSAN TATARİ
 
Özgürlüğünü yitiren genç bir barbar… Sert görünümüne rağmen altın gibi bir kalbe sahip bir cüce… Ve edilen bir intikam yemini.
Yemin ve Öç sizi Unutulmaz Diyarlar evreninde geçen eşsiz bir maceraya davet ediyor. Buzyeli Vadisi’nden Kılıçlar Denizi’ne, Uzunsemer’den Athkatla’ya kadar uzanan, orclar, korsanlar, devler hatta ejderhalarla dolu bir macera…
“Kılıçlarınızı kuşanın!”
M. İhsan Tatari’den unutulmayacak bir hikaye.
Okuyun ve siz de o eşsiz dünyanın bir parçası olun!
 
 
yitik-oykuler-kitabi-m-ihsan-tatari
 
Yitik Öyküler Kitabı/M. İhsan Tatari
 
Kılıçlar ve kalemler, şövalyeler ve hırsızlar, büyücüler ve cadılar, yaşayan ölüler ve insanlar, cesurlar ve korkaklar, dürüstler ve yalancılarla dolu dokuz farklı öykü.
Mısır'ın engin çöllerinden nükleer bir felaket sonrasının İstanbul'una, iblislerin hüküm sürdüğü alternatif boyutlardan gelecek zamanların cıvıl cıvıl üniversite kampülerine uzanan dokuz farklı anlatı.
Kimi zaman heyecanlandıran, kimi zaman duygulandıran, kimi zaman düşündüren, kimi zaman kahkahalar attıran dokuz farklı serüven.
Dokuzu da aynı yazarın kaleminden, dokuzu da tek kitapta, elinizde tuttuğunuz bu cildin sayfalarında...

Hayal gücünüzün kapılarını aralayın.
 
Yitik Öyküler Kitabı 2 - Bilekbüken
Yitik Öyküler Kitabı 2-Bilekbüken/M. İhsan Tatari
 
On...

Dokuzun daimi sıra arkadaşı, ezelden beri süregelen bir serinin devamı... Tıpkı bu kitabın da öncüsünün devamı olduğu gibi...
Hepsi birbirinden bağımsız on farklı hikâye bekliyor sizi bu sayfaların arasında. Gerilim, fantastik, bilim-kurgu ve polisiye türlerinde yazılmış on farklı anlatı... Geçmişin gölgesinden kaçan bir delikanlının ormanın derinliklerindeki bir evde yaşadığı gizem dolu maceralardan sevgilisinin kalbini kazanabilmek için elinden geleni ardına koymayan taş kafalı bir kahramana, tarihin tozlu sayfalarından kopup gelen ünlü kişilerin yer aldığı sıra dışı olaylardan ilham perisini İzmir'in arka sokaklarında arayan bir yazarın yaşadıklarına dek uzanan on farklı hikâye... Onu da yine aynı yazarın kaleminden, onu da yine tek bir kitapta, elinizde tuttuğunuz cildin sayfalarında...

Hayal gücünüzün kapılarını bir kez daha, bu kez ardına dek aralayın.
 
 
Geçmişin Gölgesi Geleceğin Laneti
 Geçmişin Gölgesi Geleceğin Laneti/M. İhsan Tatari
 
Titanik...

Dünya onu lüks ve şaşanın sınır tanımadığı, rekorlar kıran bir gemi, insanoğlunun o güne kadar yarattığı en muhteşem şey olarak tanımaya hazırlanıyordu. Oysa o, tarihe hafızalardan kolay kolay silinmeyecek bir faciayla geçti. Hepsi birkaç ihmâlkârlık ve talihsiz bir kaza yüzünden. Yoksa öyle değil mi?

Yıl 1912... İngiltere'nin önde gelen gemi yapım firması White Star Line, rakipleriyle başa çıkabilmek için daha önce emsali görülmemiş bir gemi yapma kararı alır. Ve yıl 2012... Finansal sorunlarla boğuşan ve iflasın eşiğine gelen White Star Line eski görkemli günlerine geri dönebilmek için kendilerine en çok ün getiren projeyi bir kez daha masaüstüne yatırmaya karar verir: Titanik...

İlk Titanik'in başına gelen gizemlerle dolu olayların aslı neydi?

Geminin batışı sadece talihsiz bir kaza mıydı, yoksa daha büyük ve daha kötücül bir şeyler mi iş başındaydı? Kazadan tam 14 yıl önce Titanik'in batışını birebir kaleme alan Morgan Robertson'ın sırrı neydi? Yeni Titanik üzerindeki kuşku ve uğursuzluk bulutlarını atıp öncüsünün makus talihinden kurtulabilecek mi?

Geçmiş ve gelecek arasında gidip gelen, iki farklı Titanik'i konu alan, gizem ve sürprizlerle dolu bir macera...

Korku edebiyatının büyük ustası Lovecraft'ın başyapıtı, insanlık tarihin tanıklık ettiği en büyük faciayla bululuyor.
 
Not:Geçmişin Gölgesi Geleceğin Laneti adlı kitabı bende var ve okunmayı bekliyor:) Kapağı ve konusu çok ilgi çekici.
 
Tur takvimimiz ve Facebook sayfamız:
 
 
 
Ve çekiliş...:)
 
 
a Rafflecopter giveaway

10 Kasım 2013 Pazar

Kitap Canavarları'nın 3.Blog Turu-Uykusuzlar/Gülşah Elikbank :)



Herkese kocaman bir merhaba:) Kitap Canavarları olarak 3.blog turumuza kadar geldik çok şükür:)
Yukarıda tur takvimimizi görebilirsiniz ayrıca Kitap Canavarlari face adresimizden diğer canavarlara ulaşabilirsiniz..
 

 
UYKUSUZLAR/GÜLŞAH ELİKBANK
 Kitabın kapağı ve ismi çok hoşuma gitti.İlk defa bayan bir Türk yazardan fantastik kitap okudum.Umarım Gülşah Elikbank gibi birçok yazarımız daha olur ve insanlarımız fantastik kitapları küçümsemeyi bırakır.
Kitabımıza gelirsek:) Kitabı okurken yanınızda mutlaka bir kurşunkalem bulundurmanızı tavsiye ederim çünkü altını çizeceğiniz çok yer olacak bana güvenin.Eminim neden romanın adının uykusuzlar olduğunu merak ediyorsunuzdur hemen açıklıyorum.Yazarın deyimiyle uykusuzlar:Düş gezginleri;insanların rüyalarına sızabilen,gerek görürlerse rüyalarda düzenlemeler yapabilen hatta dünyayı ilgilendiren bir mesele varsa;rüyayı tamamen değiştirebilen bir ırk.İşte uykusuzlar bu işleri yapıyorlar rüyalarımıza girip bazı şeyleri düzeltebiliyorlar.Tabi kitapta geçen tek gizemli varlıklar uykusuzlar değil heyecanı kaçırmamak adına okuyun ve görün diyeceğim:)
Kitapta tahmin edebileceğiniz gibi rüyalara büyük bir yer verilmiş.İnsanın okuyupta meraklanmaması elde değil.Zaten her zaman rüyalar konusuyla ilgilenmişimdir bu kitapta üstüne tuz biber oldu.Ayrıca kitapta bilinçli rüya görmekle ve rüyalarla ilgili birçok bilgi var bunlar kitabı ilginç yapan başka yönler.Kitabın ısınamadığım tek yönü başkarakterimiz Nina'ydı.Bir türlü onun duygularını anlayamadım.Birde Ares'le olan ilişkisi bana hiç gerçekçi gelmedi malesef eğer buraları keyifle okusaydım kitap benim için çok farklı olacaktı.
Yaşadıkları maceralar,diğer ırklarla olan gizli savaşlar,tüm o gizemler,rüyalar...Bunların hepsini uykusuzlarda görüyoruz.Kitabın hiç beklemediğim bir şekilde bittiğini söylemem gerek gerçekten sonunu okurken çok şaşırdım.Kitabı tavsiye ederim hem çok yaratıcı fantastik bir türle tanışmış olursunuz hemde Türk fantastik yazarlara destek vermiş olursunuz.
Şimdi gelelim yazarın çok okunan diğer serisine:)
 
 

SİYAH NEFES/GÜNEBAKAN ÜÇLEMESİ 1
On sekiz yaşındaki Nil'in yolu lanetlenmiş bir kasabaya düşer. O bu kasabaya dışarıdan gelebilen tek kişidir. Nil orada aşkı Kayra'yı bulacaktır... Uyku tozları serpen Fimes, kara kediye dönüşen Aneko, yetenekleri kopyalayabilen Nil ve Kayra kötülüğü altedebilmek için amansız bir mücadele veriyor. Karşılarına habis bir Kader Bulutu ve diğer zorluklar dikilmiş durumda. Aşk için her şeyden vazgeçer miydin? Yoksa sorumluluklar mı ağır basardı? Karşılıklı aşkın gözü kör olabilir mi? Nil'in sadık koruyucusu Fimes kızın aşkına niye şaşar? Yüz elli yıllık laneti sonlandırmada bu aşkın rolü olacak mıdır? Laneti başlatan şey bir aşksa, diğer bir aşk çözüm sunabilecek midir? Her aşık gerçekten bir savaşçı mıdır? Bu sorular Siyah Gül ile Gelincik arasına gerilmiş incecik bir altın iplik. Nil ile Siyah Nefes'in sırrını çözmek üzere Mavi Dağ'a doğru yolculuğa çıkarken aklımızdan geçenler bunlar.

"Gülşah Elikbank kendine has fantastik bir dünya yaratmayı başarmış genç bir yazar. 'Siyah Nefes' Günebakan üçlemesinin ilk kitabı. Günebakan çiçeği yüzünü hep güneşe döner. Gülşah Elikbank da yüzünü kendi esin güneşine çevirmiş. 'Gözlerini kapa, yüreğini aç. Gidilecek yol senin içinden geçiyor…' demesi boşuna değil. Yazar kendine has bir dil, fantastik oyun alanı ve karakterler yaratmış. Modern anlatımla esrarlı bir masal kozası örmüş. Bu türü sevenler için gerçek bir okuma şöleni."
Sadık Yemni

"Gülşah Elikbank, hayal diyarının askerlerinden biri. Güçlü anlatımını, hikayeci yönüyle desteklemiş. Bir üçleme kurgulamak en az kitabın kendisi kadar ilginç bir macera yolculuğudur. Ona bu yolculukta eşlik etmek okura çok şey katacaktır. Hayal ettiğimiz dünyaların bu dünyadan daha az gerçek olduğunu kim iddia edebilir ki."
Orkun Uçar
 
MAVİ DAĞ/GÜNEBAKAN ÜÇLEMESİ 2
Türk fantastik edebiyatının güçlü kalemi Gülşah Elikbank yine kendine has bir dünya yaratmış "Mavi Dağ"da... Kasabaya çöken lanetten kurtulamadan gözlerini 'gerçek' hayatta açan Nil ve Kayra'nın macerası sizleri de Mavi Dağ'a sürükleyecek.
Siyah Nefes isminin gizemi çözülürken, bambaşka gizemler serpilecek yolunuza. Supay'ın karanlık güçleri çoğalırken Günebakan Nil ve arkadaşları Ruhlar Konseyi'nin karşısında.
Üstelik Nil ve Kayra'nın efsaneleşen aşkı hiç beklemediği bir tehdidin pençesinde.

Kader ayağımızdaki pranga mıdır? Aşk, savaşmanın en yalın haliyse eğer; kim karşısında durabilir bu savaşın? Birini kaybetmek, onsuz yarım kalmak mıdır yoksa asıl olan onsuz yok olmak mıdır? Her sayfasını merakla çevireceğiniz Mavi Dağ'da heyecan hiç bitmeyecek!
 
 
KIZIL ÖLÜM/GÜNEBAKAN ÜÇLEMESİ 3

Fantastik Edebiyatın Genç ve Güçlü Kalemlerinden Gülşah Elikbank'ın hayat verdiği ve gençler arasında kısa sürede efsaneleşen Günebakan Üçlemesi son buluyor.
Kararsızlık kör bir bıçak gibidir, kestiği her şeyi parçalar ve yırtar. Öyleyse bir karar vermeliydi Nil! Aşkı ve yaşamı arasında ya da belki kaderi ve ailesi arasında...
Nil ve arkadaşları kasabadaki laneti ortadan kaldırmayı başarabildi mi? Nil'in kalbinin yaptığı seçim, onları nasıl etkileyecek? Fimes'in aşkında geri adım atmaması işleri nasıl değiştirecek?
Aydınlığın Şövalyesinin kılıcı Supay'ın karanlık gücü karşısında yeterince güçlü olacak mı?

Ayrıca yazarın uykusuzlarla ilgili habertürkün kitap ekinde çok güzel bir söyleşisi var.
Son olarak İthaki Yayınlarına desteklerinden ötürü çok teşekkürler:)
Ve çekilişimiz:)
 


a Rafflecopter giveaway