24 Aralık 2011 Cumartesi

Almak İstediklerim..2



Öncelikle geçtiğimiz cumartesi Murat Menteşin söyleşisine gittiğimi mutlulukla size haber veriyorum.Komik olduğu kadar zeki bir insan.Onu dinledikten sonra daha da bir sevdim.İnanın dinlerken hiç sıkılmıyor insan.Sizi alıp bambaşka yerlere götürüyor.Önce kitaplarını okuyun sonra gidip onu dinleyin ben çok beğendim.Ayrıcaaaaa kitaplarımı imzalattım:):):)
  
                                          
Eveeett gelelim almak istediğim kitaplara..Nar-ı Aşk okulda bir arkadaşımda gördüğüm bir kitap.Konusunu ve ilk sayfasını okuduğum anda kitap beni kendine bağlamayı başardı ve kendisini uzuuuun mu uzuuun alacaklar listeme eklemeyi başardı...




ARKA KAPAK:
Sultan kızı, sultan kardeşi, amcam I. Abdülhamid’in en gözde yeğenlerindenim; güzelliğim dillere destan… On sekiz yıllık hayatım boyunca ne arzu ettiysem yerine getirildi. İsteklerime amade, etrafımda pervane gibi dönen nedimeler, cariyeler… Tüm bunlara rağmen bendeniz, Beyhan Sultan öyle bedbahtım ki! Gönlüm aşk ateşiyle yansa da derdimi kimselere diyemem…

***

Ben Şeyh Galip; tasavvuf ehli, aşk ehli bir şair… Yirmi yaşında divan sahibi oldum, yirmi altı yaşında Hüsn ü Aşk’ı yazdım. Ama asıl aşkı, aşkla yıkanan Konya’da, Beyhan Sultan’ın suretinde buldum. O gün onun gül yüzüne nazar ettim de pervane misali yanmaya durdum. Kendi ayaklarımla bile bile aşkın yangınına girdim…

***

Mine Sultan Ünver’den 18. yüzyıl İstanbul’unda bir aşk masalı… Nâr-ı Aşk tasavvuf, saray hayatı, ıslahat hareketleri ekseninde soluk soluğa okuyacağınız bir roman…
Sultan kızı, sultan kardeşi, amcam I. Abdülhamid’in en gözde yeğenlerindenim; güzelliğim dillere destan… On sekiz yıllık hayatım boyunca ne arzu ettiysem yerine getirildi. İsteklerime amade, etrafımda pervane gibi dönen nedimeler, cariyeler… Tüm bunlara rağmen bendeniz, Beyhan Sultan öyle bedbahtım ki! Gönlüm aşk ateşiyle yansa da derdimi kimselere diyemem…

***

Ben Şeyh Galip; tasavvuf ehli, aşk ehli bir şair… Yirmi yaşında divan sahibi oldum, yirmi altı yaşında Hüsn ü Aşk’ı yazdım. Ama asıl aşkı, aşkla yıkanan Konya’da, Beyhan Sultan’ın suretinde buldum. O gün onun gül yüzüne nazar ettim de pervane misali yanmaya durdum. Kendi ayaklarımla bile bile aşkın yangınına girdim…

***

Mine Sultan Ünver’den 18. yüzyıl İstanbul’unda bir aşk masalı… Nâr-ı Aşk tasavvuf, saray hayatı, ıslahat hareketleri ekseninde soluk soluğa okuyacağınız bir roman…
Dizi: Roman
İlk Baskı Tarihi: Eylül 2011
Yayınevi:Timaş

                                 90'LAR KİTABI


Arka Kapak:

“Çocuk musun?”
“Artık kazık kadar oldun!”
“Bu yaşa geldin, hâlâ çocuk gibisin!”
Ah ne güzel şey bunları duymak. Demek ki şanslıyız ve doğru yoldayız, içimizdeki çocuk buralarda bir yerde…
Kadir Aydemir’in hazırladığı “80’lerde Çocuk Olmak” kitabının bir devamı olarak hazırlanan bu kitap yakın Türkiye tarihine ışık tutan bir kaynak kitap değil. Bir ansiklopedi değil. Bu, bizim kitabımız, bizim düşlerimiz ve yaşadıklarımız, yani çevrenizde gördüğünüz tüm üniversiteli/mezun ya da işsiz gençlerin, hayalleri yarım yamalak, 20’li 30’lu yaşlarda, orta yaşa yaklaşan insanların, kayıp kuşakların, hep çocuk kalanların kitabı… Bugünün insanının kitabı.

111 yazar bir araya geldik ve dev bir “Yitik Ülke” projesi olan “90’lar Kitabı”nda buluştuk. 90’lar sinemasından TV kültürüne, sokaktaki hayattan toplumsal mücadeleye, dershane yıllarından üniversiteye giriş macerasına, solcu ağabeylerle tanışmaktan 1 Mayıs’lara, imam hatipte okumaktan ilk aşklara, 90’larda yaşamımızı etkileyen ünlü insanlara, müzik kültüründen giyim kuşama ve 90’ların ev yaşamına dek, neredeyse her konuda samimi bir dille “kendimizi” yazdık. Sahi, neydi bu 90’lar, 80’lerin ardından Türkiye ve bizler nasıl-neden böyle hızla değiştik? Bu renkli yılların akıllarda bıraktığı tüm sorular ve “dürüst” cevapları bu kitapta saklı kalacak… Çünkü her sayfada bizimle birlikte “sen de varsın”…

“90’lar Kitabı”ndaki herkes yüzlerce konuya farklı bir gözle bakıyor. Herkes kendi 90’larını, mutluluğunu, hatıralarını ve acılarını yazdı. Kitap adeta “anı defterimiz” gibi bir şey oldu.
Elinizdeki kitap 90’lar için bir dönüş bileti. “90’lar Kitabı – Çocuk mu Genç mi?” adını verdiğimiz neşeli ve düşündürücü zaman yolculuğumuza davetlisiniz.

111 yazarlı “90’lar Kitabı – Çocuk mu Genç mi?”nin yazar kadrosu şöyle:
Kadir Aydemir, Ahmet Meriç Şenyüz, Ali Aydemir, Alper Turgut, Arzu Uzunali, Aslı Vuslateri, Aydın İleri, Aykut Küçükkaya, Ayşen Aksakal, Barış Güven, Başak Daşman, Başak Yener, Begüm Akıncı, Betül Kanbolat, Bihter Dinçel, Birsen Tarhan, Burcu Özefe, Burak Yağız Seçen, Buse Seda Yıldız, Bülent Çolak, Bülent Karslıoğlu, Caner Öztürk, Cem Kartal, Ceren Kurt, Ceyhan Usanmaz, Cihan Hatipoğlu, Cüneyt Asi Duru, Çiğdem Aldatmaz, Çiğdem Eren Kiziroğlu, Çisel Onat, Ece Erdoğuş, Ela Barlas, N. Elif Tanverdi, Emre Baransel, Emre Fidangül, Erdem Aksakal, Esma Yakut, Esra E. Karaosmanoğlu, Esra Tanrıbilir, Eylem Selin Mumcu, Ferhat Uludere, Gonca Vuslateri, Gökce İspi Turan, Gökhan Çınar, Göksel Bekmezci, Gülşah Elikbank, Güray Gürsel, Gürgen Öz, Hakan Bayhan, Hakan İşcen, Hale Ceylan Barlas, Hande Ortaç Aksoy, Handan Aybars, Hilal Ergenekon, Işıl Karpuzoğlu, İlknur Bektaş, Kadri Karahan, Kayra Keri Küpçü, Kerem Işık, Köksal Aras, Mehmet Erikli, Mehmet Ünver, Mehmet Yılmazer, Melissa Mey, Merve Pınar Şiranlı, Miraç Zeynep Özkartal, Murad Çobanoğlu, Murat Girgin, Mustafa Akar, Nazlı İlter, Nefin Huvaj, Neşe Açıker, Neşe Karataş, Nihal Konar Naş, Nihan Bora, Nilay Örnek, Nilgün Yokes Şimşek, Onat Bahadır, Onur Akbudak, Ömür Kurt, Özlem Özyurt, Özden Aydoğdu, Özge Mumcu, Özge Ç. Denizci, Özgür Özgülgün, Papyon Tayfun Türkkan, Rana Çepelioğlu, Sabri Kuşkonmaz, Sefa Çolak, Selcen Doğan, Selma Şiranlı, Serdar Çekinmez, Serdar Orçin, Serhat Filiz, Serhat Uçak, Serkan Türk, Sevil Aksu, Sevinç Erbulak, Sibel Tekyıldız, Suat Başkır, Şahin Özbay, Tanem Sivar, Tijen Bolulu Güler, Tolga Yenigün, Turgay Yılmaz, Yaprak Öz, Yeliz Aras, Yeşim Gökmen, Zerrin Soysal, Zeynep Altıok Akatlı, Zeynep Tüzün.

12 Aralık 2011 Pazartesi

Almak İstediklerim..




YENİ BİR SERİ DOĞUYOR…
YENİ BİR FANTASTİK DÜNYA!
AÇLIK OYUNLARI, HARRY PORTTER SERİSİ OKURLARI, PRISON BREAK DİZİSİ HAYRANLARI INCARCERON’UN TUTKUNU OLACAKLAR

INCARCERON YAKINDA PEGASUS’DA…

BU HAPİSHANE CANLI!

Bir hapishane hayal edin: Öyle büyük ki içinde hücreler ve koridorlar, ormanlar, şehirler ve denizler var.

Bir Mahkum hayal edin: Belleği yok, Dışarı’dan geldiğine emin, oysa Hapishane yüzyıllardır kapalı ve şimdiye kadar oradan kaçabilen yalnızca tek bir kişi var.

Bir kız hayal edin: Bir malikhanede, zamanın yasaklandığı bir toplumda yaşıyor; bilgisayarlarla yönetilen bir 17. yüzyıl dünyasına kapatılmış, istemediği bir evliliğe mahkum, hem korktuğu hem de gerçekleşmesini arzuladığı bir suikast komplosuna karışmı.

Biri içeride, diğeri dışarıda… Ama ikisi de tutsak.

Incarceron’u hayal edin.

Hem ürkütücü hem çok çekici ve bağımlılık yaratacak yeni bir serinin başlangıcı.

INCARCERON – CATHERINE FİSHER
NEW YORK TIMES BESTSELLER

Bu yazıdan sonra kim merak etmez ki bu seriyi??!



Arka Kapak


"Beklenmedik bir anda, bir kitapla yaşadığın şaşırtıcı buluşma. Kütüphanede, rafta, çalışma masasında öylece durmakta, seni beklediğini bilmeden; zaten sen de farkında değilsin yaşanacakların. Karşılaşıyorsunuz. O senden daha cesur, sınırları yok. Sonrası kendiliğinden geliyor. Mutlusunuz. Hepsi bu."

Öyküler. Kısa öyküler. Çok kısa öyküler.

Yekta Kopan, edebiyatın en değerli parçası kısa öyküyü titizlikle işliyor. İnsanı derinden kavrayan yalın anlatımıyla hayatın tüm karmaşasını içinde taşıyan çekirdek zamanların resmini yapıyor. Cümleler, sözcükler hatta harfler, bu kitapta birer notaya dönüşüyor ve hayatın gizli ahengini sezdiriyor. Kediler Güzel Uyanır usta işi bir kitap.

Yazar:Yekta Kopan

Sayfa Sayısı: 128
Dili: Türkçe
Yayınevi: Can Yayınlar


Birçok blogda gördüm bu kitabı ve merak etmeye başladım.Kapağı ve konusu özellikle adı beni çok çekti.Hemen almam ve okumam lazım ikisinide:)

9 Aralık 2011 Cuma

ve sonunda haftasonu...

5 günde 9 sınava girmiş biri olarak haftasonunun gelmesi benim için müthiş bir şey.Daha önümde 3 sınavım var ama olsun.Haftasonu geldi ya o bana yeter:) Yarın gidip kendime güzel defterler,kalemler alacağım.Yeni keşfettiğim bloglarda görüp çok kıskandım:) bende istiyorum böyle süslü şeyler dedim içimden yarın alacağım inş....
Bu arada blogun görünüşünü biraz değiştirdim ve ben çok sevdim blogun bu yeni halini umarım sizde beğenmişsinizdir.(aşağıdaki balıklara ara sıra yem verin aç kalmasın hayvancağızlar:) İnterneti kullanabilen ama pek anlamayan biri olarak bu tasarım bile benim için büyük bir şey oldu.Dandik olduğunu biliyorum yüzüme vurmayın daha yeniyim bu işlerde:)
Henüz tüyaptan aldığım kitapların 1.5 tanesini bitirmişken yeni kitaplar beni öyle bir çekiyor ki anlatamam.Gene birsürü kitap birikti alınıp okunacak ne yapıcam bilmiyorum.Hepside raflarda gözünü bana dikmiş okunmayı bekliyorlar.Bir yandanda kitapçıdaki kitaplar bağırıyor beni al beni al diye...Okunacak çok şey var çooook......

3 Aralık 2011 Cumartesi

Korkma Ben Varım

Arkadaşımın harıl harıl okumasını kıskanıp elinden kaptığım kitaptır kendisi.(daha kitabı bitirememişti:)) Elinden kaptığım gibi bende harıl harıl okumaya başladım.Çok akıcı ve çok ilginç bir dili var yazarın.Murat Menteş ten bahsediyorum.Dili,tarzı o kadar farklı ki daha önce okuduğum hiçbir yazara benzetemedim.Yazarın farkını kitabı okurken sizde anlayacaksınız.Kitabı okurken kalemi de elimden bırakamadım içinde çok güzel cümleler vardı çünkü.Herneyse kitap beni çok güldürdü öncelikle onu söyleyeyim.Karakterler o kadar farklı ki..düşünün kitabın bir kısmı papağan huduninin ağzından yazılmış.Daha fazla ipucu vermiyorum kesinlikle okuyun ve kendiniz görün Murat Menteşin farkını...

Arka Kapak:
“Öldürdüğüm insanlarla iyi arkadaş olacağımızı düşünmüşümdür hep.”

Dublörün Dilemması’nın yazarından komik, hızlı, şoke edici bir roman daha.Gönül İşleri Bakanlığı’nda basın müşaviri dövüş ustası Fu.Başkalarının intikamını alarak hayatını kazanan Gıcırbey.Tarih öğretmeni dilber Şebnem Şibumi.Padişah yorganları satıcısı Enver Paşa.Dul gangster Hayati Tehlike. Mr. Spock, Abdülcabbar, Ruhiye Hanım, papağan Huduni, cin Jajha, Atom Bombacıyan, Uçan Kız, Abidin Dandini, Leyla Kalahari ve diğerleri...Korkma Ben Varım’ın her sayfası sürprizlerle dolu. 
Aşk, dostluk, intikam, yalnızlık ve şiddetin ustaca harmanlandığı roman, olağanüstü bir enerji saçıyor.
 
“Bu kitap karnaval sırasında başgösteren bir bombardımana benziyor.” - MURAT UYURKULAK
 
Not Aldıklarım:
 
-Hunisini kaybetmiş deli gibi aranıyordum.
-İnsan olmak,bir nar gibi,üzüm,incir gibi zamanla olgunlaşarak varılan bir mertebedir.
-Allah bize kitap gönderdi.Bir fotoğraf albümü ,bir ezgi notası,bir melodi,bir yağlıboya tablo,bir sinema filmi değil...
-Aptallar daima ömrünün baharındadır.
-Nehrin kıyısında sabırla beklersen tüm düşmanlarının cesetlerinin yüzdüğünü görürsün.
-Ejderi boyasan da derisini boyarsın kemikleri aynı kalır.
-Okyanusta nihayetinde balıkların çişi değil midir??:))
-Burnu öyle havadaki,her hapşırışında şapkası başından uçuyor.
-Bekir G. Çekirge (bir karakterin ismi çok hoşuma gitmişti:)
-Kılıcını baston olarak kullanan samuray kadar bitkindim.
-Yangına yelpazeyle gidiyordum.
-50 yaşındaki bir adam kendini 30 yaşında hissediyorsa,20 yılını boşa harcamış demektir.
-Umutları sönmüş nezleli bir kurbağaya benziyor.Onu öpecek prensese,ancak virüs bulaştırabilir.
-Şebnem yapma çiçeklerin arasındaki sahici güldü.