Ay Günlükleri Serisi-Marissa Meyer
Bu seriyi büyük ihtimalle duymuşsunuzdur çünkü yurtdışında olduğu kadar Türkiyede de çok sevildi.Tabi bende çok sevdim.İlk üç kitabı ardarda okuyup sonrasında diğer kitapları almak için sabredememiştim.Son kitap olan Winter'ı yakın bir zamanda bitirdim ve kesinlikle bu seriye, karakterlere doyamadım.
Bu kitabın türü aslında bir çeşit distopya ama sizi masal dünyasında geziyormuşsunuz gibi hissettiren türden bir distopya.Tabi bunda başkarakterlerimiz o çok bildiğimiz, çocukkken hep dinlediğimiz masal kahramanları olmalarının büyük etkisi var.Öyle ki Cinder bir cyborg mesela.Bildiğimiz cinderalla yarı robot,yarı insan.İşte kitapta sürekli böyle şeylerle karşlaşıyoruz.Bize masalı anımsatan ama bu seride bambaşka bir gerçekliğe dönüşmüş kısımlar.Sanki kırmızı başlıklı kız kendi hikayesinde kaçmış,daha korkunç paralel bir dünyaya düşmüş ama hala kendi hikayesini yaşamaya devam ediyormuş; işte bu masal kahramanları hayatta kalma mücadelesi verirken sizde onlarla birlikte kovalanıp kaçıyormuşssunuz gibi.Sanırım en güzel şekilde böyle anlatabilirim bu seriyi.Marissa Meyer ne yazsa okurum artık hiç şüphem yok ki sanırım yakın zamanda Alice Harikalar Diyarındaki kalpler kraliçesinin hikayesini yazacak.Bu kadın bütün masal kahramanlarını gerçeğe dönüştürsün bizde hayran kalmaya devam edelim. :)
Ben tüm bu kurguya hayran kaldım.
Karakterlerin herbirine tek tek aşık oldum ve seri ben doyamadan bitti.
Masalsı ama bir o kadar gerçek, güzel ama bir o kadar da dehşet verici bir seri okumak istiyorsanız bence kesinlikle okuyun.Burada ne kadar çok sevdiğimi anlatamayacağım sanırım.Sadece okuyun...
Tumblrdan: